Çalışan Anne Olmak.. Ya da Olmamak! İşte Bütün Mesele Bu!..

DSC03807İstek üzerine bu konuya da değineyim dedim 🙂 Bilenler bilir en az 1 sene çalışmayı düşünmüyordum ben. Bu konuda da çok nettim. Hiç bir şirket, pozisyon, ünvan, para Deniz’in ilk 1 yılından daha değerli değil diyorum. Hala da aynı fikirdeyim aslında.

Bu konu üzerine çok düşünürken Sinem Olcay Kademoğlu ‘nun Merhaba Bebek isimli kitabında bir paragraf gözüme çarpmıştı: Bir kadın, anne olmaya karar verdiği andan itibaren hem günlük olaylarda hem de daha uzun vadede yaşamını etkileyen pek çok seçim yapmak zorunda kalır. Anne adayı, “bu gün ne yesem” seçiminden “bebeğimi normal mi sezaryenle mi doğursam?” seçimine kadar her konuda hem kendisinin hem de bebeğinin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur ve çoğu zaman bu seçimlerde iki tarafın da ihtiyaçlarını karşılayan orta bir yol bulur. Ancak, çoğu anne için hangi yolu seçerse seçsin içinin bir türlü rahat etmediği çok temel bir seçim konusu vardır. İş mi, annelik mi? Her ne kadar bu sorunun cevabı, maddi durum ve kişisel eğilimler gibi bir kaç kritere bakılarak kolayca verilebilir gibi gözükse de, anneler iş ve annelikle ilgili seçimlerinde fazlasıyla zorlanırlar. Hangi karara varırsanız varın bir tarafınız, diğer alternatifin daha doğru olduğunu söylemeye devam edebilir.

Gerçekten de bu büyük bir gerçek. Eğer karşıma çıkan iş fırsatı dönemsel ve part time olmasaydı üzerinde bile düşünemez, çok üzülerek geri çevirirdim. Ama çok şanslıydım ki eski direktörüm mevcut projelerde benim onlara destek verebilmem için bana uygun bir çalışma düzeni yarattı. Minnettarım. Bana da iyi geldi çünkü.. Oldukça bunalmıştım.. Çalışan annelerin neden çalıştıklarını, yeni anne arkadaşlarımın izinleri bitince neden koşa koşa işlerine geri döndüklerini (bilhassa doğum izni üzerine farklı izinler ekleyip bebeğe ilk 4-5 ay kendileri baktıysa! 2 aylıkken bebeği işe dönen anne konumuz dışında, onlar çok üzülerek çok acı çekerek gidiyorlar biliyorum) anlamaya başladım. Çünkü bir bebeğe (senden başkasını istemeyen kendi bebeğine) kesintisiz 7/24 6ay bakmak gerçekten zor. Deniz çok anneci bir bebekti ilk aylar ve canıma okudu. Artık toleransım iyice azalmıştı ve artık kaliteli bir ilgilenme yaşayamıyordum kendisiyle. O nedenle bu fırsat benim için çok olumlu oldu. Üstelik mülakata gittiğimde gündemlerindeki destek olmamı bekledikleri projeler de ağzımın sularını akıtmıştı. Ve işe başlar başlamaz HR’ı özlediğimi anlamıştım. Bilhassa değer verdiğim ve güzel işlere imza attığına her zaman inandığım bir yöneticiyle çalışmak çok önemliydi. Belki teklif başkasından gelse böyle gözü kapalı gitmezdim.

Peki bunlar iyi tarafları. Çok mu mutluyum? Hayır elbette 🙂 İlk günler çok zor oldu. Deniz çok huysuzdu ve benim gelmeme yakın susturulamaz bir ağlama içine giriyordu. Serviste bu halini öğreniyordum ve kendimi eve zor atıyordum. Kapıyı açar açmaz yaygaranın şiddeti kalbimi parçalıyordu. Hele kucağıma aldıktan sonrası?! Kucağımda çenesini boynuna yapıştırarak mahsun mahsun, kolyemle oynamalar sessiz sessiz ve 45 dakika boyunca devam eden iç çekmeler! Hıh.. Hıh hıh.. şeklinde… O dönem idrar yolu enfeksiyonu da geçirdi bir de ve bu sebeple ateşlendi. Tüm sıkıntılar birbirine girdi. Antibiyotik kullanır kullanmaz ateş vs geçti fakat huysuzluk daha bi arttı. Nasıl inliyor yavrum nasıl mutsuz. Meğer diş çıkarıyormuş!.. Kısaca başlangıcımız zor oldu.

Haftanın 3 günü gidiyorum, geri kalan haftasonu tatili dahil 4 gün onunlayım. Fakat yine de sürekli bir şeyler kaçırıyorum. Örneğin az önce bahsettiğim diş çıkarma mevzuunu iki gün sonra öğrendim. Bakıcımız ben işteyken beni aradı ve “buarada 2 gündür söylemeyi unutuyorum, Deniz’in dişi çıktı!” dedi..

Bu hafta çalıştığım 3 gün bir de üst üste 3 gündü. Orada da oturma pozundan elleri yardımıyla emekleme pozuna geçmeyi keşfedişini kaçırdım. Normalde kendini yere atıp dönüp o poza girer. Şimdi otururken direk ellerini kullanarak geçiyor.

Kısaca haftanın 5 günü çalışmasam da 3 günü çalışarak da bir çok şeyi kaçırıyorum. Çalışmadığım günler onunla çok daha fazla ilgilenmeye çalışıyorum. Keza çalıştığım günlerin akşamları öyle yorgun oluyorum ki bir an önce kolayca uyusun istiyorum. Gerçi uyuyunca da öpmeye doyamadıydım çabuk uyudu diye üzülüyorum ya, o da ayrı! Çabuk da uyumuyor sıpa. Muhtemelen bütün gün beni görmediği için vakit geçirmek istiyor. Haklı. Bakmayın cüce olduğuna. Bildiğin insan. Onun da duyguları var.. İstekleri vaar…

İşte böyle özetle.. Ben bu seçimi yaptım. Ama kitapta da denildiği gibi doğru seçimi yapıp yapmadığına hiç bir zaman emin olamıyorsun!..

Hepinize yavrularınızla ilgili içinize sinen seçimler dilerim! 🙂

Sevgiler…

 

 

Comments

  1. sevil akırmak says:

    daha bu sabah rüyamda eski birim müdürümü gördüm.. ona “çalışmayı çok özledim, çalışmak istiyorum” dedim, olamayacağını bildiğim için üzgün bir şekilde.. sonra birden “biliyor musunuz, benim 5 aylık çok tatlı bir kızım var” dedim büyük bir heyecanla..
    sanırım ben de bu iş ve anne olayını çok düşünür oldum son zamanlarda.. nasıl çalışasım var ama bir o kadar da kızıma bakasım.. hiç çalışmamış insanlar olsaydık böyle bir ikilemde kalmazdık. ama bir çalışma geçmişimizin ve ekonomik özgürlüğümüzün olması işi değiştiriyor..

  2. meşale ulaş says:

    Evet elticim dedimya sanada çalışan anneler platformuna hoşgeldin :)) Evet dediğin gibi çokkk zor ilk aylar, ben bu duyguyu iki defa yaşadım üstelik :((( Bebeğini evde bırakıp ondan kopmak çokk zor, işte özlediğim zamanlar burnum sızlardı resmen ama herşey onlar için işte.. Ama kesinikle sana katılıyorum gece gündüz herhan onunla zaman geçirmek çok güzel şüphesiz ama bir yere kadar işte bu canından çok sevdiğin çocuğun olsa bile zira sende insansın ve seninde nefes almaya ihtiyacın var. Hakikatten belli zaman sonra geçirdiğin kaliteli zaman azalıyor evladınla, uyusa bir nefes alsam diyebiliyorsun ( Uykudayken de özlüyorsun tabii bu bir kısır döngü olsa gerek :)) ) Ama hep derlerya çalışan anneler çocuklarıyla daha çok zaman geçiriyorlar aslında diye bu çok doğru, işten gelince onlar yatana kadar ben hep Emir ve İremleyim. Ben Emir ile ilgileniyorsam Burak İrem ile ilgileniyor yada tam tersi. Ve geçirdiğimiz kaliteli zaman hem bize iyi geliyor hemde onlara, hafta sonları keza böyle. Tabiiii arada sırada sadece kendine zaman ayırmakta çok önemli… Çocuksuz olarak. Şarj oluyorsun ve herşeyin üstesinden daha iyi geliyorsun.. Buda bence çok önemli..
    Öptüm kocamannn …

    • mammamia says:

      Kesinlikle çok önemli elticim. Postnatal depresyonun birinci sebebi. Bunu sağlayabilseydik belki ben ilk aylarımda bu kadar depresif olmayacak bünyeme hiç almadığım kiloları katmayacaktım..Neyse ki artık Deniz beni plezantası zannetmekten vazgeçti, üstüne bir de bakıcının sağladığı ferahlıkla zaman zaman kendi kendime rahat rahat nefesler alabiliyorum. En önemlisi artık tuvalete tek başıma gidebiliyor, banyo bile yapabiliyorum 🙂 Müthiş gelişme 🙂 Şimdiki aklım olsa doğuma bir iki hafta kala başlatırdım bir yardımcıyı. Bilemedik..

Speak Your Mind

*