Bugün İBS Fuarı’nda biraz Istanbul Doğum Akademisi standında takılıp gebelere neden Keşkesiz Doğum eğitimi almaları gerektiğini anlatmaya çalıştım. Bazı gebeler o kadar bilinçsiz ki çok üzüldüm. Tercihin ne olursa olsun bebeğin için yapabileceğin daha iyi şeyler var. Ama “eninde sonunda kaderimde ne varsa onu yaşıyorum” demek bana çok saçma geliyor. Elbette ne varsa onu yaşıyorsun! Ama neden o kaderi senin ve en önemlisi bebeğin için daha iyi daha travmasız daha keşkesiz yaşamayasın ki… Ben de doğal doğum isteyip (son 23 saati epiduralsiz, müdahalesiz sancı ile geçen) 36 saatin sonunda acil sezaryen oldum. Kaderimde ne varsa onu yaşadım. Evet keşkelerim var ama bu eğitimi almasaydım çok daha fazla olabilirdi. Benim keşkelerim, doktorumla bu ihtimalin olması durumundaki isteklerimin üzerinden geçmemekti. O kadar inanıyordum ki doğal doğuma, bedenime, bebeğime sanki hiç sezaryen olmam gerekmeyecekmiş gibi pek konuşmadım doktorumla bu konuyu. Son hafta yine İstanbul Doğum Akademisi Hamile ve Doğum Psikoterapisti Neşe hanım bu konuyu düşündün mü doktorunla konuştun mu diye sorunca düşünmüş ve son hafta randevumda canım doktoruma bişiler gevelemiştim, anne bebek dostu sezaryen diye. Ama tam olarak anlatmaya fırsatım olmadı. Allahtan doktorum doğal doğum tercihlerimi öyle net anlamıştı ki tahmin ediyordu; ufak bir orta yol bulduk. Ama daha iyi olabilirdi. Evet ameliyathane biraz ısıtılabilirdi, bebek doğar doğmaz çıplakken çıplak tenime konup üstümüze battaniye örtülebilirdi mesela. Dikişlerim boyunca onu emzirebilirdim. Kucağımda çıkabilirdi odaya.. Bunlar yapılabilecek ve keza bazı doktorların da yaptığı şeyler. Yapmamak için ise her zaman bahaneler vardır. Doğum çok özel bir olay. Anne için. Ama en çok da bebeğiniz için. Prensli Prensesli doğumgünü partisi organizasyonundan daha değerli çünkü asıl doğum günü o gün! Önemli olan onu “o gün” nasıl karşıladığınız! Karanlıktan aydınlığa, suyun içinden havaya, gürültüsü bedeniniz tarafından engellenmiş o huzurlu ortamdan gürültülü ortama çıkarken, tüm dünyası değişirken ona nasıl davranılmasına izin verdiğiniz önemli olan!
Bugün bir gebeyle sohbetim bittikten sonra Hakan Bey’e, hanımefendinin genel anesteziyle sezaryen istediğini söyledim. İlk tepkisi 
“bebeği ne istiyormuş” oldu. Sizin isteğiniz, bebeğinizin istediği doğum mu? Hadi diyelim ikinizin ortak arzusunu gerçekleştiremediniz, tıbbi bir takım sıkıntılar oluştu ve doğum arzu etmediğiniz bir yöntemle geldi, ok, o noktada da “bebeğinize ve size saygılı bir operasyonla mı geldi, bebeğiniz ihtiyaç duyduğu yerde mi, sizinle 9 aydır ayrılmaz bir ekipken ve sizi kendi uzantısı olarak görüyorken şu an sizin kucağınızda sizin kokunuzla mı yoksa ilk dakikalarını sizin kokunuzdan uzak, korku içinde mi geçiriyor?” Sonra diyoruz ki bu çocuk neden ürkek güvensiz? Hatta neden bazen bana bile güvenmiyor, geleceğim diyorum inanmıyor, 5 dk sonra diyorum inanmıyorum, söz seni yarın götüreceğim diyorum inanmıyor?!..
Keşkesiz Doğum Eğitimi doğumun doğal fizyolojisini, salgılanan hormonları, rahimin nasıl kasılıp bebeği ittiğini vs anlattığı gibi doğum tercihiniz ne olursa olsun nasıl daha iyi bir doğum deneyimleyebileceğinizi anlatıyor. Üstelik biri ebe, biri çok değerli bir psikoterapist, biri doktor olan eğitimci kadrosuyla! Bu çok değerli bir eğitim.
Ha, bunu karşılayacak maddi gücünüz “gerçekten” yoksa o zaman bu eğitimlere gitmiş kişilerle sohbet edin. Onların varsa bloglarındaki eğitim notlarını okuyun. Onlara sorun kafanızdakileri. Eğer hiç bir şey bilmiyorsanız kafanızda soracak bir şey yoktur zaten. Önce “doğru” güvenilir kaynakları okuyun. Sonra kafanızdakileri mutlaka sorun..
Lütfen bebeğinize güzel bir karşılama töreni organize edin. Olur.. Olmaz..
Hadi sizi geçtim, “bebeğiniz” bunu hakediyor.
Dost acı söylermiş.
İmza: Bir dost.
Okuyabileceğiniz benden kaynaklar:
4- Çok sevdiğim bir video. Ayrıca bu sitenin videolar bölümünde de bulabilirsiniz.
Hamile günlüğüm
Speak Your Mind