UYKU EĞİTİMİ

IMG_7845Bu konuyla ilgili ilk yazım olan Uyku uyku Deniz’e uyku Bana uyku yazımı okumuştunuz. Şimdi gelelim ikinci yazımıza…

Uyku eğitimine başlamadan yaklaşık 1ay evvel demiştim ki: “Uyku eğitimi, bebeğin, uyuyacağı yer ve zaman konusunda anne ve babasını eğitmesine denir.”

Bakalım ona bana ihtiyacı olmadan uyumayı öğretebilecek miydim?

Yöntemim Tracy Hogg yöntemi. Yöntem ne olursa olsun kendi kendine sızıp kalmayan uyanık cin bebeklere uyumayı öğretmek zor. Daha doğrusu hasarsız öğretmek zor. Yoksa koy yatağa ağlasın zırlarsın ağlamaktan bayılsın. 3-5 bayılma sonrası öğrenir. Ama içinde “terkedilmişlik” duygularını, çeşitli uyku sorunlarını, güvensizlik duygularını içinde barındırır. Bazen bu insan ne kadar güvensiz hayata karşı ne tedirgin diyoruz ya, neden altında bebekken yaşadığı bu ve bunun gibi tramvalar olmasın?

Çocuk bu hiç bilmediği bu yeni uygulama esnasında elbette ağlayacak. Eskiden uykusu geldi mi annesi hemen anlayıp, onu memeye alıp yatağa uzanırlarken; şimdi bir anda uykulu uykulu yatakta tek başına bulacak kendini. Elbette ben yanındayım ama ağzında memem yok. Dolayısıyla noluyo anne diye muhakkak ağlayacak, şüphem yok –ki normal de zaten. Fakat benim Ferber gibi dakikalarca ağlatmaya niyetim yok. Kolumda saat,  “ay 10dk daha dolmadı yanına gidemem” diye kapı eşiğinde beklemeye niyetim yok o hüngür hüngür ağlarken.. Onun yanında olmak istiyorum. Ona bu işi “sevgiyle” öğretmek istiyorum. Annelerimiz bizi yatağa bırakıp ev işi yapmaya gitmiş olabilir, biz de yatağımızda ağlamaktan bayılıp uykuya dalmış ve zamanla da uyumayı öğrenmiş olabiliriz. Hatta eğer ben şu an çalışıyor olsaydım, biricik anneannesiyle belki de ağlaya ağlaya uyumayı öğrenecekti. Kabul! Fakat ne artık “biz eskiden”deyiz, ne de ben çalışıyorum. Ben zaten sırf Deniz için iş arayışımı durdurmadım mı? Onunla en az 1 yıl olabilmek için?! E, ohalde? Anne şevkatiyle uyku eğitimini birleştirmeliyim.

Bir uyku rutinimiz vardı fakat biraz daha netleştirdik, taviz vermeden disiplinli bir şekilde rutini daha bir rutine soktuk. Çünkü eskiden rutinin içinden eve geliş saatimize ve/veya yorgunluğumuza göre bazı şeyleri çıkarabiliyorduk. Misal “hadi bugün masajını yapmayalım”, “aman sabah banyo yaptırırız” gibi… Uyku eğitimiyle birlikte rutinimizde daha kuralcı olduk.

Tracy Hogg E.A.S.Y diye bir kuraldan bahseder. Eat- Action- Sleep- Your Time! Bu kuralı yaklaşık 40’ı çıktığından beri uyguluyorum ama bende bu your time olayı, sleep memede olunca kalmıyordu malumunuz. Uyku eğitimiyle birlikte uykularını şöyle düzenledim: Sabah- Öğle arasında yaklaşık 1 saat , Öğle –İkindi arası yaklaşık 1 saat, fakat ikindi akşam arası 20, max 30dk uyutmaya çalıştım. İkindiden sonra daha çok aktivite ile onu oyaladım. Akşam yemeğini yedirip sakin aktivitelerle biraz sindirmesini bekledik. (Reflüsü de var çünkü miniğimizin, hiç affetmiyor, çıkarıyor.) Bir yarım saat Action kısmını sakin aktivitelerle sevip okşamayla sohbet etmeyle evin içinde gezinmeyle, buzdolabındaki magnetlere bakıp gülmeceyle geçirip Sleep için rutinimize başladık. Önce banyo yaptık. Işıkları kapanmış, sadece gece lambası yanan odasında banyo sonrasında yağlanma ve masaj.. Sonra pijamaların giyilmesi ninni eşliğinde ve mayıştırma amaçlı kısa bir emzirme.

Mayıştırdıktan sonra ana kural: UYANIKKEN yatağa koymak. Memede uyutmak artık yok! Yok öyle bişi! Hafızadan o kaydı yok etmek gerekiyor artık, perçinlemek değil 🙂 Tabi bıraksan bi 10dkya orada uyuyacak bebek, birden memeden çekilip yatağa konunca huysuzlanıyor. “Uykumu böldün ne güzel uyuyacaktım ben” diyor. Bilmiyor ki yavrucak zaten herşey o uyusun diye! Hemen ağzına emziği verdim. Zamanla amacım emziksiz de uyutmak olacak çünkü emzik ağzından düştükten sonra kafasını çevirmeye kalkarsa emzik başına yüzüne gözüne yanağına çarpıyor uyanıyor. O nedenle şuan emzikle uyutup, uykuya dalınca emziği çekiyorum ağzından.

Evet nerede kalmıştık? Uyanıkken yatağa yatırıp emziği ağzına verip başladım kulunç kemiklerinin ortasına pıt pıt pıt vurmaya. O uykuya dalmaya başladıkça önce pıtpıtı kestim elimi çekmeden, iyice uykuya dalınca elimi de çektim. Ve kaçarak uzaklaştım 😛

Burada ana kural, çocuk memede uyusa bile “uyanıkken” yatağa koyuyorsun, yani iyiiiiceeee uyandırıyorsun! Çocuk nerede uyuyakaldıysa orada uyanıyor. Bu çok önemli. Düşünsenize aynı şeyi sizin yaşadığınızı ve bambaşka bir yerde uyandığınızı, korku filmi gibi! Üstelik o en güvende olduğu en sevdiği yerde yani memede uyumuşken bambaşka bir yerde uyanıyor. E tabi ağlayarak uyanır!.. Bu eğitimle ağlayarak uyanmanın da önüne geçiliyor çünkü çocuk zaten uykuya daldığı yerde uyanıyor..

Onun dışında bu yöntem esnasında ağlarsa -ki ağlar- ilk etapta mümkün olduğunca kucağa almadan okşayarak şşşşş yaparak (ki 6.aydan sonra şşş yapılmıyor çünkü sakinleştirmek yerine uyarıyor), pıtpıtpıt vurarak onu sakinleştirmek. Fakat eğer aşırı ağlarsa, katılma boyutuna gelirse elbette beklemiyorsunuz. Hatta mümkünse katılma boyutuna saniyeler kala hemen kucağa alıyorsunuz. Şşşş diye sakinleştirip (geceleri konuşmak önerilmiyor fakat gündüz kulağına bişiler fısıldayabilirsiniz) hemen yatağına geri koymak. En kısa zamanda! En! Kısaca bebeğin hep ama hep yanındasınız. Uyuyabilmesi için ona destek oluyorsunuz. Siz uyutmuyorsunuz, o uyuyor fakat siz destek için hep oradasınız. Asla onu terkedip odanın dışına çıkmıyorsunuz bu süreç boyunca.

Ben nedense en çok ikindi uykularında zorluk yaşadım. Sabah öğle arası güzel, öğle ikindi arası da süper fakat ikindi akşam uykusu arası yok anacım. Uyumuyor. Ben de yeniden düzenliyorum uykularını. Belki çocuğa gündüz iki uyku yetiyor, gece ile birlikte toplam 12 saatlik bir uyku yetiyor demek ki.. Bir de 3.günün gecesi çok zorluk yaşadım. Ne varsa bu 3.gün bir idrak mı ediyorlar bir anda, “bi dakka lan ben memede uyuyodum memeye noldu” diye nedir…

Ama öğrenecek güzel kızım.. O’na güvenim tam. Can bu kuzular can…

Uyku maceralarımız devam edecek 😉

Speak Your Mind

*