Deniz’in tuvalet eğitimi

image

çok beklediğimizi söyleyebilirim. Deniz artık hem kakasını hem çişini söylemeye başlamıştı. 3 yaşına kadar bekledim açıkçası. Biraz havalar ısınsın diye biraz da bez kolay geldiğinden, itiraf ediyorum. Malum çişim geldi dediğinde başlarda tutabilme süresi o kadar kısa ki haldır huldur wc aramak ve kızımı oturtacak temizliği hijyeni sağlamak çok zor o kadar hızlı bir şekilde. Erkek olsa yine daha kolay..

Derken Deniz’e bir hafta 10 gün bez muhabbeti yaptık. Bak İrem kullanmıyor, büyümüş; bak o bebek kullanıyor çünkü o bebek vs.. O tuvalet eğitimi kitaplarından/masallarından hiç okumadım. Bazen o masallardan hiç aklında olmayan korkuları öğreniyorlar çünkü. Örneğin kakasından ayrılmak istemeyen ve başına neler neler gelen korkunç bir kitap önerdiler, dedim kalsın! Nitekim hiç bi zaman kakasını yapmaktan sifonu çekmekten korkmadı. Birilerinden veya masal/çizgi filmlerden öğreniyor böyle korkuları. Örneğin karanlıktan korkmayan, canavar diye bir şey duymamış çocuk sağolsun Caillou çizgi filminden bunları öğrendi. Kısaca birileri kafasınakorkuyu sokmazsa default bir korkuyla gelmiyor bunlar, fabrika ayarlarını bozmayın.

Nerede kalmıştık? Önce gece bez koyalım dedik sonra dedik ki geçti mi bir kerede geçsin. Aksi taktirde kafası karışacak, bez yoksa yoktur varsa vardır. Sabah yok akşam var, çişte yok kakada varbişeylerlafa karışıklığı yapar dedik. Bir kaç gün geceleri 3-4 kere kaldırıp çişe tuttum. Bir 10 gün sonra 2ye düşürdüm. Şimdi gece 12 gibi bir kez kaldırıyorumo kadar.

Çok kolay bir eğitim oldu bizimkisi. Kazası çok çok az oldu. Ama bunun sebebi eminim 3 yaşına kadar beklemiş olmamız.. Ne alıştırma kilodu kullandık, ne lazımlık vs. Direkt pepeli bir tuvalet kapağı ile başladık bu işe..

işte bizim deneyimimiz..

Bebeğim yürüyecek mi?

yuruyorYazarken bile güldürüyor beni. Kim mi kurdu bu cümleyi? BEN 🙂

Evet gerçekten çok benzerini kurdum. 10 aylıktı ve doktoruma ne zaman yürüyecek artık bu dedim. Önce neden böyle dedim onu açıklayayım. Deniz 5 aylıkken sıralamaya başladı. Daha doğrusu 5 aylıkken emeklemeyi keşfetti ve aynı gün de ayağa kalkıp ayakta durmayı. 3-5 gün sonrasında da sıralamaya başladı kısa kısa.. Genel olarak bu tür becerileri erken uygulayan bir çocuk. 3 aylıkken engel olmama rağmen oturmak istiyordu ve destekli oturmaya başladı mecburen ve 5 aylık olmamıştı desteksiz oturmaya başlamıştı. Şimdi çocuk bu konularda yetenekli olunca yetenekli olduğu alanda onu cesaretlendirmek istiyorum haliyle ben de. Konuşma vs diğer şeylerde böyle bir becerisi yok, ama bu konuda olunca ben de cesaretlendireyim istedim. Fakat doktorum ısrarla sakın elinden tutup yürütme! dedi. Niye? Bizi yürütmüşler de n’olmuş? dedim klasik 60 yaş üstü tepkisini vererek. O da “keyfin bilir” dedi, “o zaman uzun süre elinden tutmayı göze alıyorsun” dedi. Eğer elinden tutup yürütmeye çalışırsam haliyle bu yeni beceriyi sık sık uygulamak isteyecek ve bunun için bana ihtiyacı olacakmış. Elimi bırakırsa yürüyemeyeceğini düşünecek ve haftalarca onu elinden tutup evde sokakta orada burada her istediğinde yürütmek zorunda kalacakmışım. [Read more…]

Ateş

1374049_10151939852828708_888963191_nEvinde ya da çevresinde bir çocuğu olan neredeyse herkesin okuyacağı bir yazı bu.. Çünkü ateşli bir çocuk ile ilgilenirken hepimiz endişeleniriz. Ateşin kaynağından, ateşi kontrol edememekten, çocuğa bir zarar gelip gelmeyeceğinden, tedavisinin nasıl olacağından, ne kadar süreceğinden, ateşin havaleye neden olup olmayacağından..

Belki biraz bilgilerimizi arttırmak az da olsa rahatlamamızı sağlayabilir. O zaman baştan başlayalım..

[Read more…]

Bebeğim ya havale geçirirse

DSC00885Şimdi bunu düşünmeye başladım! Ateşi mi var Deniz’in? Hayır yok çok şükür. Fakat geçtiğimiz hafta Kızıltoprak ışıklarda bir kadının bebeği havale geçiriyordu. Ben dişçiden çıkmış ağır bir operasyon geçirmiş eve dönerken bu olaya denk geldim. Meğer bebek ateşlenmiş, doktorla konuşmuşlar randevulaşmışlar, doktoruna giderken bir anda havale geçirmeye başlamış. (Ben bu hikayesini sonradan öğrendim, anlatacağım.) Anneanne soğukkanlı ama çaresiz, anne çılgına dönmüş bebeğim ölüyor yardım edin diye feryat figan, bebek ise tarif etmesi güç bir haller içinde korkunç. Evet bir anne olarak bu tabloyu, bebeğin durumunu korkunç olarak özetleyebilirim. [Read more…]

Gymboree vs. KindyRoo

IMG_1646Ne zamandır Gymboree vs. KindyRoo üzerine bir yazı yazacağım diyordum, bir türlü kısmet olamadı. En sonunda yeter dedim, kaç dakika ayırabilirsem ayırayım o yazı yazılacak! 🙂

Yaklaşık 5 aylıkken doktorumuzun tavsiyesi üzerine KindyRoo’ya gitmiştik hatırlarsanız.. KindyRoo ile detaylı bir tanıtım yazımı buradan okuyabilirsiniz. Gymboree’ye özel bir yazı yazmadan direk karşılaştırma yapmak istiyorum bu yazıda.

Her iki kurumun da bir takım artıları eksileri var. KindyRoo’nun en büyük artısı öğretmen konusunda. KindyRoo’daki tek bir öğretmen Gymboree’yi yirmiye katlar. Yanlış anlaşılmasın KindyRoo’nun her öğretmeni anlamında değil. Çok ilginçtir ki adını bilmediğim ve hafta içi torun baktığı için haftasonu çalışan nispeten yaşlıca bir öğretmenleri var KindyRoo’nun; müthiş bir insan, müthiş bir eğitmen. Saygı duymamak ve ağzından çıkacak her sözünü, cümlesini, tavsiyesini, verdiği bilgiyi zihne not etmemek mümkün değil.

KindyRoo’nun beğendiğim bir başka avantajı da gerçekten daha bilgililer. Neyi neden yaptıklarını biliyorlar ve anlatıyorlar. Hangi oyunla bebeklerdeki hangi gelişimi desteklediklerini, neyi nasıl yapmak gerektiğini, ilgili dönemine yaşına/ayına göre neler yapmak neler yapmamak gerektiğini ve nedenlerini anlatıyorlar. Gymboree’de böyle bir aile eğitimi yok. KindyRoo bebeklerle oynama bahanesiyle resmen anne babayı eğitiyor. Hele o yaşlı öğretmen! Üstelik öyle modern bir kadın ki.. Anneanneler bananneler gibi aman üşür giydir vb. nuh nebiden kalma tavsiyelerle can sıkmıyorlar. Önerdikleri herşeyin bilimsel bir sebebi var. Neden derste çorap giymemeli, neden bastırmamalı, neden öyle değil de böyle oturmalı vs vs..

gymboreeGymboree’nin ise genç bir eğitmen kadrosu var. KindyRoo’daki yaşlı bayan gibi herhangi bir öğreticiliği (biz anne babalar açısından) yok. Yoksa her iki sistem de “bebek açısından” öğretici zaten. Gymboree’nin hoşuma giden bir yanı da şarkıların İngilizce olması! Böylece native olmasa da nispeten aksanı düzgün bir eğitmenden İngilizce şarkılar öğreniyor, kulak dolgunluğu oluyor.

Onun dışında Gymboree’nin oyun sistemini daha çok sevdik. KindyRoo’da her dersin belli bir konsepti ve içeriği var. Ellerindeki kağıtlardan haldır haldır onu yapıyoruz. Ama Gymboree’de Deniz kendini daha rahat hissediyor. Bir koşturma yok. Parkurda dilediği kadar vakit geçirebiliyor. Öğrettiğimiz şey topları kaydıraktan yuvarlamaksa bunu Deniz’e öğretene kadar yeterince vaktimiz oluyor. Halbuki KindyRoo’da kendimi Alice’in tavşanı gibi hissediyordum, şimdi düşününce çok telaşlıymış. Deniz neye uğradığını şaşırıyordu. Şimdi baktığımda Deniz gerçekten Gymboree’de eğleniyor.

Benim için elbette Gymboree’nin bir artısı da evime yakınlığı. Bağdat caddesinde bir şubelerinin olması çok büyük avantaj. 3 ay Ataşehir’e gidip gelmek gerçekten yormuştu.

Genel hatlarıyla bakıldığında Gymboree’de devam edeceğiz biz ve bir puan vermem gerekirse toplamda 10 üzerinden 8 verebilirim Gymboree’ye. Kindyroo Ataşehir’e ise puanım 10 üzerinden 7. Ve inanın bu 7 puanın 5i o bahsettiğim öğretmen! Hala daha o öğretmen sebebiyle aklım KindyRoo’dadır. 🙂

Televizyon tehlikesi

Deniz 28082013Bu da hassas olduğumuz konulardan biri ve uzun zamandır bu konuda yazmayı çok istiyordum. Ülkenin gündemine öyle kaptırdık ki kendimizi -çok doğal olarak- bu konuda gündemin içinde kaynadı. Deniz doğduğundan beri (aslında daha çok ben lohusalık ezikliğimi atlatıp kontrolü elime aldığımdan beri diyelim çünkü ilk günler ne yazık ki eve gelip giden misafirlerimin açmışlığı olmuştu) bizim evde televizyon kapalıdır. Deniz gece uykusuna yattıktan sonra açılırsa açılır. Bahsettiğim gibi bu konu da hassas olduğumuz konulardan biri. Olay radyasyon değil hiç bir zaman olmadı. [Read more…]

Korku

DSC04729Deniz’in tespit edebildiğimiz ilk korkusu elektrikli el süpürgesi!.. Dün annem ilk defa, buzdolabının yanında yerde şarjda duran el süpürgesini Deniz mama sandalyesinde otururken kullanmış. Deniz de hiç bir şey yapmamış, normal bir şekilde izlemiş. Bu Deniz’in o makinayı ilk görüşü çünkü bir işe yaramayan uyduruk bir makina olduğu için sağolsun, hiç kullanmıyorum.. Zaten 5 dakika şarjdan ayrı bir yerde dursa şarjı bitiyor. O yüzden sürekli yerde şarjda. Neyse o gün öğleden sonra da bakıcımızın kullanacağı tutmuş. Fakat bu sefer Deniz yerdeyken. Sen Deniz bir kork, bir ağla, bir ağla.. Susturabilene aşkolsun!.. İki gündür mutfağın kapısından bir adım içeri atmıyor. Normalde sen mutfaktayken hayatta salonda durmaz, yanına gelir sana tutunarak veya bulaşık makinasına, alt dolaplara vs tutunarak ayağa kalkan yavru, mutfak kapısına kadar geliyor, orada ağlıyor, al beni veya sen gel buraya diye!.. Mümkün değil içeri girmiyor. Bunu bana dün işten geldiğimde anlattılar. Ben de bugün bu konuya eğildim. [Read more…]

Bir teşekkür de bebek hemşiremize! Selin Hemşire’ye..

hosgeldindeniz163Daha önce hiç bir teşekkür yazısı yazmamıştım, sitemde. Teşekkür etmek, çalışanlardan mutluluğumu ilgili mecralara iletmek huyumdur ama sitemde de yer vermemiştim yani! 🙂 Benim için bir ilk olacak..

Teşekkür etmek istediğim kişi Deniz’in hatırlamak bile istemediğim yoğun bakım günlerinde günümü ışıldatan bebek hemşiresi Selin Kapaklı. O günleri hiç yazmadım. Bir şeyi yazıya döktüğünüzde ölümsüzleştirirsiniz. Sadece yazıya dökmek bile yeterlidir hafızana daha güçlü kazımak için. Kaldı ki bir de o yazıyı arada bir yeniden okuma ihtimali vardır hayatın boyunca -ki o iyice çiviyle çakar o unutmak istediğin hatırayı zihnine! [Read more…]

Deniz’in Dişi Çıktı! Artık Sizi Isırabilir..

iremleAslında Deniz’in dişi çok erken çıktı. Hatta ben partiyi yapana kadar -ki daha zatı muhterem bugün itibariyle 8 aylıktır- 2 dişi çıkmıştı bile. Fakat kayınvalidemlerin İzmir’den gelmesini bekledim parti yapmak için. Zaten yapsam mı yapmasam mı ondan bile emin değildim ya hoş!.. Tam yok yapmayacağım derken biraz kurabiye yapma sevdamdan -yiyici değilim yapıcıyım 🙂 – biraz da sevdiklerimizle beraber olalım bahane olsun diş düşüncesiyle yapmaya karar verdim ve sadece çok yakınlarımdan oluşan bir davetli grubuyla Pazar günü partimizi yaptık. [Read more…]